26 Kasım 2013 Salı

Bugün.

Aç ve susuz ölü gibi yatmak.Ama bir şeye ihtiyaç hissetmemek.Emanet hissetmek.Diken üstünde yatmak.Anlaşılamamak.Hayat ışığını kaybetmek.Özgür olmamak.Yalnız olduğunu öğrenmek.Sevginin hiçbi şeyi çözmediğini öğrenmek.Kader denilen şeyin başkalarının elinde olduğunu öğrenmek.Gitcek yeri olmadığını öğrenmek.Cesaretsiz olduğunu farketmek.Sevginin acizliğide getirebilceğini öğrenmek.Hiç yapmadığı gurursuzluğu öğrenmek.İlk defa küçulme lafını duymak.Burnuna ilk defa darbe almış olmak.Geceleri yalnız olmak.Hep olduğu gibi.Açıklama istenip,neyin açıklama olduğunu bilmemek.Cevap alamamak.Dilin tutulmuş gibi konuşmak istememek.Aynı zamanda ciğerlerin yırtılana kadar haykırmak istemek.Çekip gitmek istemek.Yeniden kimsesiz başlamak istemek.

28 Eylül 2012 Cuma

Bu Böyle Gitmez..

   Böyle gitmiyor artık.Ciddi anlamda köşeye sıkışmış,çıkış yolu kalmamış,öyle oturmuş bir son bekliyo gibi hissediyorum kendimi.Bakıyorum,yaşımın getirdiği hiçbir şey yok elimde.Elimde olan 15 yaşında sahip olduğum şeyler.Hiç artmamış,öyle kalmış,kimse izin vermemiş artmasına.
   Benim istediğim özgürlük.Hep özgürlük kelimesi ilginç gelirdi.Esirler gelirdi aklıma,özgürüm ben saçma bi olgu derdim.Ama küçükken bile öylesine düşündüğüm şeyleri büyük düşünmüş olduğum için,illa bi şekilde başıma gelmeye devam ediyo.Şu an bunun için önce içimde sonra dışımda (biraz çünkü gücüm yetmiyo) savaş veriyorum.Ama bana maliyeti çok fazla bunun.Büyük ihtimalle ruhsal olarak kalıntılar oluştu bile.
   Sürekli farklı ortamlara uyum sağlamaya çalışmaktan çok yoruldum.Daha doğrusu bi şeyleri gizlemekten muhtemelen bağırsaklarım düğümlendi içimde ya da midem delindi kendimi sıkmaktan.Böyle gitmeyeceğini bende biliyorum ama o kadar sabırlı olan ben hatta sabır taşı olan ben çatlamaya 5 kala durumundayım.Hakkımda hayırlısı.Okuyan da bir amin derse belki sizin duanız kabul olur.

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Küb'ün Dönüp Dolaşıp Geleceği Yer Blogdur

   Blog işi baya keyifli bi iş ama ben yazıp rahatlama kısmından yana olduğum için aksattığım zaman olay kopuyo.Mesela şu an beş kere yazsam mı yazmasam mı diye düşündüm.Nerden başlıcam nerden devam etcem derken,ya sen bi başla gerisi gelir dedim.
   En son yeni sevgilimde kalmıştık malum.Hala aynı yerdeyiz şükür ama dertlerde hala aynı yerde malesef.Meğer adamın huyu ketum olmakmış.Ben ilk beş dakikada hayatını döken biri olduğumdan hala alışabilmiş değilim.Tabi birazda önüne koyduğu duvarlar var malesef.Geçmişte çekilen acılar benim önüme duvar olarak çıkıyo.Kendini korumaya alıyo bilerek veya bilmeyerek.Ama gel gör ki aynı korkulara bende sahibim,aynı durumları bende yaşadım.Tek başıma güvensizliği aşmaya çalışmam daha zor yani.Belkide sallamamaya çalışmam gerekiyo (ben(!)).
   Neyse diğer taraftan blog açmamın birinci senesi olduğunu farkettim.Çünkü yine stajdayım yine işsiz güçsüzüm ve burdan içimi dökmek aklıma geldi :).Bu sefer ofiste ben çalışıyım diye bakıyorum kimse beni sallamıyo ya şunu yap demiyo.Ben zaten üşengeç sıkılgan bi insanım,benimle ilgilenmezlerse online shopping alışkanlığım tavan yapar.
   Başka bi sorunumuzda annem.Artık o sorun değil tabi kemikleşmiş bi durum sorun dememek lazım alınabilir.Ben hep böyleyim,dese yeri var yani.Bu konuyu beni böyle boş bırakmaya devam ederlerse açmayı sayfa sayfa içimi dökmeyi düşünüyorum.Eğerki bu yazıyı okuyan biri varsa annemle ilgili bi başlık görürse ilerde bence hiç merak edip okumasın,başını ağrıtmasın derim,ben.
   Şimdilik iyi günler çocuklar :)

3 Nisan 2012 Salı

Yine,Yeni,Yeniden..

   Vize zamanı böyle bi doldum,doldum,baktım tivit atmaklada olmuyo (inadımı kıralı bi 5-6 ay oluyo açıldı twitter) en iyisi blogum vardı bi içimi döküyüm dedim.Hayat benim için baya bi garipleşti.Resmen bindik bi alamete gidiyoz kıyamete,modundayım.
   Şimdi bunu okuyan biri dicek ki abi ne kadar olabilir ki..malesef öyle :)İyi mi kötü mü karar veremediğim değişimler var ama her şeyde bi hayır vardır,dediğim için hep içim rahat.En son buraya yazdığımda,hatta şurda 2 ay öncede zırıl zırıl dönsün diye ağladığım adamın üstüne tekrar aşık olmak üzereyim sanırım.Hemde en aramaz sormaz,ama gayet coolum havasında müstakbel sevgilime.İşin en cafcaflı bölümüde bu.Kendisi sevgilim ama coolluktan ölcek sağolsun bende sinir harbinden ya da bileklerimi dikine keserek.
   Ordan burdan yazıp dur adam ya 1 saat sonra cevap atıyo,ya atmıyo okuyup kapatıyo.Bide aradığında duymayım kıyamet kopuyo.Bi ton söyledim bak yapma,etme damarıma basma iş inada bincek biliyorum kendimi.Yok,tınn..Ama ben yapcağımı biliyorum.Yani burdan içimi dökmicem tabiki :) Malesef iş inada bindi el mi yaman bey mi yaman görcez.(el yaman tabiki).
   Öte yandan okul desen hala saldım çayıra mevlam kayıra modu devam etmekte.Üniversiteyi bitircem hala okulu sevmiyorum diyorum ilkokul çocuğu gibi.Ama şu okul bitsede işe girsem diyede içten içe yırtınmaktayım :( Sanki hiç bitmicekmiş gibi geliyo ya :(
   Neyse bugünlük bu kadar yeter yazdığım belki azcık sinirim geçer diye denedim ama olmadı.Gidiyimde yarınki vizeye çalışıyım bi zahmet.Arada kısa kısa özet geçiciim inş bugünleri unutmamak için au revoir! :)

25 Ağustos 2011 Perşembe

► Ozan Dogulu ft. Yalın ► Daha 2011 ► YENİ ALBÜM 2011 ►



Allahım noluur her gün bana böyle enerji ver,mendebur suratlı olarak gezmeyim ortalardaa :):)

Az kalsın asansörde kalıyodum :)

   Bu benim uyku sorunum hiç çözülmicek anladım,o yüzden artık çabalamıyorum.Her yere geç kalıp yalan uydurmaya devam edicem.Ama daha yaratıcı şeylere ihtiyacım var.Çok güzel yalanlar söylerim uyurken.Arkadaşlarım bide inanıyoki :)Biriyle bi gün buluşcaz sabah ben geç kalmış bi şekilde uyandım yine.Bi hışımla mesaj attım yarım saate ordayım diye,hiç bozuntuya vermedi,şaşırdım.Sonuçta biri beni bi saat bekleticek,hayata küstürürüm.Neyse gittim yanına.Baya bi zaman geçtikten sonra,terzide ne diktiriyosun dedi.Bi suratına baktım,karıştırıyosun heralde dedim.Yok sabah dedin ya ya,dedi.Hemen telefona baktım.Uyku sersemi bi güzel mesajlaşmışım,bi saat daha uyumak için,annemle terziye gidicez demiştim o da tamam demiş.Allahtan,toparladımda ben diktirmedim yaa annemdi falan,dedim.Çok hastayım,kulağım ağrıyo,boğazım ağrıyo,otobüs gelmedi,kar yağdı,başkasını doktora götürdüm gibi bi çok yalanımda var.Ama beni tanıyanlar üçten önceye buluşalım demezler artık :)
   Sabah yine babam uyuyo diye uyudum.Kalk saçını yap işte yatıyosun,yine yetişemiceksin belli..Yook efendim yatsın,yatağı ister visco ister yer yatağı hatta ister ikili kanepe olsun,tınn..Uyanınca eli ayağına dolaşsın yine tınn..Hele ofise kaçta geldiğimi hiç söylemeyim.Resmen gezmeye geliyo modundayım :)
   Neyse sabah bi şekilde kalktım.Babam on beş dakikada hazırlandı bense daha saçımla uğraşıyodum.Acı gerçek babamın sorusuyla geldi,hazır mısın kızım?Utanmadan bide,beş dakkaya babaaa,dedim.Bana kalsa en az yarım saate çıkardım o evden.Babam cidden bi beş dakka oyalandı,aşağıda bekliyorum dedi.Tepemde ziller çalmaya başladı,daha makyaj yapcam ohoo..Hemen makyaj fazla yapmamaya karar verdim,olmazsa ofiste devam ederim diye düşündüm.Sonra çanta değişcek,ayakkabılar buluncak etrafta çantama koymam gereken bi sürü şey var..Neyseki ertesi gün ne giyceğime karar vermeden(mümkünse sandalyeme çıkarmadan) uyumamaya çalışırım,yoksa sabah kafamı kaşıya kaşıya baktığım dolapta kesin bulamıyorum uykudan değil,hazırlanamadığımdan geç kalıyorum bu sefer(her türlü geç kaldığımın farkındayım,buda iyi bi şey :)).Neyse ben bu saydıklarımı halledene kadar tepemdeki ziller sürekli sayıca arttı,hadi be kızım,hadi be kızım diye.
   En son çok geç kaldığımda(çok geç kalmam;babam aşağı indikten on beş dakka sonra),babam bi daha beklemem basar giderim, demişti.Bi şekilde her şeyi toparladım,hatta parfümümüde sıktım,küpelerimi elime aldım.Kapıyı kapadığımda tepemde kilise çanlarından çaldı,baban gitti,gitmediysede gidene kadar söylencek ,erken kalk biraz sorumluluğunu bil,diye.Lüzumsuz işlere müthiş çalışan beynim,asansöre binince işledi :) Eğer babam bana saymaya başlarsa,asansörde kaldım baba yaa hiçte merak etmiyosun niye bu kadar geç kaldı,diye bascaktım atarı(masum bi yalan cidden).
   Koşa koşa arabaya bindim aklımda söyliceklerimi dizdim bi güzel.Bi baktım babam ses etmiyo,hiç bişi demiyo :)Ağzımı açmadım gidene kadar.Ama yarın geç kalırsam bi yalanım var ve biliyorum ki ben bunun rahatlığıyla beş dakka daha fazla uyurum  :)

23 Ağustos 2011 Salı

Rujum mujum her şeyim var kuzum,tadım tuzum kalmadı susun be :)

   Sabahın köründen itibaren işlerin ters gitmesi var ya tüm günümü yiyo resmen.Hayır zaten enerji dolu bi insan olamıyorum,arada enerjik hissedip uyanınca dünyalar benim oluyo.Onuda babam ya da (büyük ihtimal) annem yiyosa olan enerjim enerjisiz halimi jetle solluyo resmen.
    Tabiki annemle babam sabah moralimi bozdu,ondan bunu anlatıyorum.Üstüne zaten geç kalıyodum,üstüne servis ebemi buldurmak için taa nerde indirdi,üstüne topuklu ayakkabılarla ordan yürüdüm zaten saçımıda çok kısalttı kuaför.Daha sayıyım isterseniz?
   Bu işlerimin bi şekilde ters gitmesiyle mi şer hayırdan dönüyo acaba?İllaki görmediğim hayırlar varda Allahım bide desem ki çok şükür istediğim gibi oldu.Hemen geri vitesle bu ara başıma gelen iyi şeyleri yazıp nankörlük etmiyoruz:
1) Olasılıktan B ile geçmiş olmam
2) Kardeşimin Bilkente girmiş olması(benimde tekrardan Ankara Peyzaj Mimarlığına girmiş olmamıda sayabiliriz belki)
3) En yakın arkadaşımın süpriz yapıp daha erken gelmesi
4)Bayramda Alanyaya gitcek olmak
5) Üzülme boş yere dönüş yok çaresiz,düşündüm kaç kere cehennem sensizlik,yenilme kendine kaderin bensizlik,yazmışsa bozmak olmaz.
6) Daha ne diyeyim,aman ne diyeyim,karşı dağın heybetinden mi geleyim :P
7) Söyleeeseeenneee hayydiii şiimmdiii çook seevvmişşştiinn dii miiii,nasııll olsaaa öllmiiceezz mii gizzlemee derdinii,banaaa annlaaattt :D:D
8)  Sevenee zulmedenii yakarr geçeriimm :)
9) Senle gönlümün yerleşim yeri dünya değil aşkistaann :)
 ve ve ve ve veeeeeeeee en önemlisi;
10) O resimler silinmiş :)

17 Ağustos 2011 Çarşamba

17 Ağustos bir daha gelmesin..

12 yıl önce bugün..Tam şu saatlerde Kocaeli Ereğli'de olmalıyım.Saatleri karıştırmış olabilirim ya da o şokla her şey film gibi gelmişti,öle olduğunu varsayıyo olabilirim.Ben o derpremden kurtulan şanslılardanım,hatta o binada sağ çıkan 9 kişiden biriyim,evet.Bina dediğim 6 katlı kişileri sayamıyorum, hatta çoğunu tanımıyorum bile.Bize Allah'tan gelen şans 3 ay önce teyzemin oturduğu 3. kattan 6.kata(en üst kata) taşınmış olması.Yoksa bizde sözde 17 bin denilen (daha fazlası Kocaeli'nin vergi vermemesi demek) o canlar içinde olcaktık.
Küçük yaşımda anlamlandıramadığım,hatta anlamını bile bilmediğim olayı daha yeni yeni kafamda oturtuyorum.Teyzemin kendi yaptığı dondurmaları yiyip,sabaha görüşürüz,kahvaltıda patates kızartcam demesiyle yatıp,enkazın altından birbirimize seslenceğimizi bilmedik hiçbirimiz.Hele kardeşimle ben hiç bilmedik.Söyleseler,o ne ,diye bakardık.
Son hatırladığım, ki bu cidden hayal olabilir,avizenin deli gibi sallandığı sallanırken uçların tavana değdiği.Annem ve ananemde değişik şeyler söylüyo bu konuda,annem denizin alev topu şeklinde olduğunu,ananemde balkonun katlandığını gördüğünü söylüyo..
Gözümü açtığımda,gözüm açık mı kapalı mı anlamadım.Hayatımda görüp göreceğim en zifiri karanlık oydu sanırım.Allah bi daha göstermesin..Hiç bi şey bilmediğim için hareket etmeye çalıştım,sıkışmıştım.Annemin sesini duydum tepemde bi yerden geliyodu.Deprem oldu sakın hareket etmeyin,aşağı düşersiniz,dedi.Aşağı düşmek ne ki 6.kat değil bahçede gibi yürüyerek indik..
Korkudan ne yapacağımızı bilmez haldeydik,insanın canının derdine düşmesini ilk defa orda yaşadım.Hareket ederek annemle ananemin yanına çıktım,sıkıştığım yerden.Ananem kendini kaybetmek üzereydi,büyük bi şey olduğu ortadaydı.O değilde kardeşim çok uzaktan bağırıyordu,ona içim yanıyodu.Elimin üstünde bi şey var gelin alın!..Aklıma gelmeyen kalmamıştı kendi durumumu bırakıp onu düşünüyodum.Eline bi şey mi girmişti,bi şey ezmiş miydi?Kendim çabamla koltuğun ve duvarların altından çıkmıştım çünkü bi sürü demir,taş görünce aklıma  bü ton şey geldi.Annem bu arada eniştem ve kuzenlerimede sesleniyodu.Eniştem iyiyiz diye cevap verdi,kuzenleriminde sesi geliyodu,teyzeminse hiç duymadım.
Teyzem kayınvalidesiyle yanyana binalarda oturuyodu ve Karamürselde annemin dayısının çocukları,teyzemin görümceside vardı.Herkes teyzemin kayınvalidesi yalnız korkmuştur diye ona bakmaya gelirken,bizim enkaza gelmiş oldu.Diğer binalardanda yardıma gelenlerle umutla var gücümüzle burdayız,diye bağırıp durduk..Ananem arkamda yatıyodu ve artık sızlanıyordu,annem kendini bırakma anne diyip,duruyodu.
İlk çıkan kardeşim olmuş.Adı gibi müjdeyle çıkmış.Bi delik açmışlar enkazdan,ışığı görünce kendi çıkabilmiş.Üstünden bu kadar zaman geçmesine rağmen neler yaşadı hiç bilmem.Oturup hiç konuşmadık,bu konuyu.Ama daha sonra anladık ki,kardeşim evin antre bölümüne düşmüş.Ananem bana sarıldığı,bırakmadığı için yakınlarına düşmüşüm,annem bayılınca sarılmadığı için kardeşim uzağa fırlamış.Bina bizim yattığımız oda tarafına kayarak yıkıldığı için enkaz altında kalmışız.Eğer salonda yatıyo olsak ya yola fırlardık ya da yürüyerek bi şeyimiz olmadan inerdik.
Bizim olduğumuz tarafa gelenler,bize nefes alabilceğimiz bi delik anca açabildiler,demirleri kesemediler çıkmamız için.Daha sonra yarım saat geçmeden bi keserle demirleride kestiler,ananemi çıkardılar ve peşinden yürüyerek gittim.Ananemi ambulansa bindirdiler,arkasındanda ben.Görünürde bi şeyim yoktu,dirseğimde kocaman bi yaradan başka.Ama anneannem artık kendinde değildi ve karnı acaip şişti.Yollar acaip kalabalık,insanlar bi yerlere koşturuyo,şok halinde.Bense bi rüyada gibi bitcek gibi,filmin içinde gibi hissediyodum.
Ananemi acile getirdiler dışarda bi yatağa yatırdılar,başındada ben.Kimse gelip bakmıyo ağır hasta olduğu halde.Ama ananemden daha ağırlarıda var..Biz acildeyken annem şortunun kolona sıkıştığını farkediyo,bi sürü kesici alet veriyolar kesemiyo,en son şortu çıkarıp çıkıyo.Allah korumuş ki kolon bacağına gelmemiş.Aynı anda kuzenlerim odalarından tavana dolap kapağıyla delik açıyo birisi çıkıyo,diğeri kilolu olduğu için başkaları başka yerden delik açıyo oda kurtuluyo.Arada yanımıza geldiler acile ama ananeme kimse bi şey yapmıyo.Soruyorum annem çıktı mı,kardeşim çıktı mı,teyzem çıktı mı,evet diyolar hepsine,inanıyorum,başka çarem yok..Bi yandanda düşünüyorum,çıktılarda niye gelen giden yok?..Sonra bakıyorum ananemi tutuyolar battaniyeyle Bursaya götürcez diyolar,yırtınıyorum hayıırr bizim sahibimiz var gelcekler diye.Adamlar kararlı bırakmıyo.Yalınayak yollarda battaniyeyi tutuyorum gelceklerr bırakınn,diye.Adamlar başedemeyeceğini anlayıp bıraktılar tekrar.Götürdükleri insanlarınsa çoğu kayboldu,aileler çocuklarını yaşlılarını bulamadılar.
Asıl hepimiz çıktıkta,teyzemle eniştem..En beter durumda olan onlarmışta,sınavları büyükmüş,biz kendimizi öle sanmışız.Eniştemin sağ tarafına bir duvar yıkılmış,kazı araçlarıyla kaldıramamışlar.Kaldırsalar bacağıda gidicekmiş.Eniştem metanetle gitsin bacağım,demiş.Akrabalar kabul etmemiş,uzun uğraşlardan sonra bacağı kurtarmışlar.Eniştemide acile getirdiklerini gördüm.Emin olamadım o mu diye,bizden kimsenin kötü durumda olabilceğini düşünmedim.En kötüsü ananemdi bence o da yaşlı olduğundan uyuyodu.Eniştemi getirenlerden annemin dayısının oğlu beni aldı.Kalıcam diyemedim bile çünkü çok korkmuştum.Bi kere ananemi kurtarmıştım bi daha gücüm yetmezdi.Arabaya bindik,dayım ağlayarak bana sarıldı.Nereye gitcez,annemin yanına mı dedim.Evet,dedi.Ereğli'ye geldik.Herkes dışardaydı.Annem ağlayarak sarıldı,hemen etrafa baktım ,kardeşim nerde diye.Onuda yerde uyuyo görünce rahatladım.Banada uyumam için yer gösterdiler yattım yere.Gözlerim yanıyodu,uyuyamıyodum.
En sona kalan,en kötü durumda olandı:teyzem..Teyzem asansör boşluğunda kalmış ve üstüne kolon düşmüş.Tam söyleyen yok ama öle duyduk.Teyzem aramızda tek giden,tek deprem şehidimizdi..
Belkide bizden daha beter durumda olan biri vardı ama aklımıza gelmiyodu:babam.Babam Eskişehirde görevliydi o zaman.Depremi duyunca hemen yola çıkmış.Ananemin evine gelmiş bina dimdik ayakta ve güneşlikler kapalı..Bir önceki gün,kardeşim yolun ortasında ağlayıp yıkmıştı ortalığı ananemde kalıcaz,diye.Annemse ablam darılcak geldik geleli kalmadık diye sinirlenmişti bi sürü..Allahın takdiri böyleymiş ama insan hepimiz ananemde olsaydık demeden edemiyo işte..Babam teyzemin evine vardığında enkazı görünce yerle bir olmuş.Üstüne ordan biriside bu binadan sağ çıkan olmadı,demiş.Babam oturduğu yerden kalkamamış.Tam o sıralarda annem bakkaldan sürekli babamı arıyo ama telefonlar kitli olduğu için ulaşamıyodu.babam kendine gelince Ereğli aklına gelmiş.Babamı getiren şöfor amca akıllılık etmiş ana yol tıkalı olduğu için,Karamürselin içinden gidelim demiş.Bizde teyzemin cenazesi için Karamürsel camisindeydik.Babam arabayla geçerken akrabalardan birini görünce hayal görüyorum sanmış.Sonra bizi görünce durup geldi.Babamı ilk defa ağlarken görmüştüm bi daha görmedim Allah'ta göstermesin.Nolursa olsun zor durumda olana Allah yardım ediyoki bizi buldu.
Annem hala babamı arıyodu koşup haber verdik geldi.Annem biraz kendine gelince bu sefer ablam diye ağlamaya başladı.O sıralarda ananemle eniştemi Bursa'ya bu sefer bizimkilerle götürmüşler.Bizse teyzemin cenazesini bulduk diye avunalım mı onu kaybettiğimize mi yanalım bilmeden defnettik.
Ben bunları yaşadımda anlattım.Allah kimseye o günleri bi daha göstermesin.Suçlu olan kesinlikle bu işi çalarak yapan ve elini kolunu sallayarak gezenler.O kadar canın hesabını nasıl vercekler,nasıl rahatlar anlamıyorum.Yazımı bi yerlere ulaştırabilirsek yaşayan gözle olayın çok ciddi boyutunu anlatabilceğimizi düşünüyorum.17 Ağustos bir daha gelmesin..

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Yediğim kazıkları topladım,sınıflandırmamı yaptımm..

Her kötü insan ilişkimden sonra(bu sevgili,dostluk,arkadaşlık hepsi olabilir),benden tecrübelisi yokmuş gibi geliyo.Sanki bütün kazıkları yemişimde,kazık kalmamış,herkes yaşadığı olayları bana danışabilirmiş gibi .Gel gör ki,bir sonraki olay,oha buda kalmış ,asıl şimdi en tecrübelisiyim,dedirtiyo.
Genel olarak ilk görüşte bazı şeyleri çözen bi insanım,bakışlarından ya da duruşundan.Sevmediysem olay bitmiştir.İsterse Serdar Ortaç'ı tanıştırmaya getirsin,tınn..
Çok eskiden gelen bi huy bu.Arkadaşlarım ,abi yanında olmak istemiyosan suratını asma biz napabilirz bu kadar belli etme diyolar.yanında suratımı astığım bu insanlar saçma sapan eleştiri yapan,olur olmaz şeylere gülen,olgunum ben aslında triplerinde olan tipler oluyo genelde.Bi türü de burnu havada tipler.Sanki her şey benim elimde,en iyi okulları bitirdim,çevrem çok geniş,onu bunu tanırım,havalarında olanlar.Kendine güvenmek iyi bi şey kabul ediyorum bende.Ama elinde,avcunda hiç bi şey olmadan kendine güvenmekte insanları güldürmekten başka bi şey değil bence.Hatta bunu ayırabiliriz bile:
#Mesela fiziğine güvenipte,kişiliğinde bi şey olmayan(ki bunlar genelde paralı tiplerde olabiliyo bence fazlasıylada salak oluyolar),
#Tam tersi fiziği olmayıpta mankenmiş havasında olan ve yine kişilğinde bi birikimi olmayan(en çok bunlardan korkmak lazım kesin küçük dağalrı ben yarattım havasında oluyolar,nerden geliyo o özgüven aklım almıyo),
#Kişiliği dolu dolu ama fiziksel olarakta orta halli tipler (biraz kasıntı olabiliyolar ama diğerlerinden iyi,anlaşılabilir tipler bence),
#Son olarak hem kişilik olarak hem fiziksel görünüm olarak dolu dolu tipler oluyo ki tadından yenmez.Belkide yaklaşmaya cesaret edilmez :)
  Huyum kötü olabilir,önyargıyla yaklaşmak ama pekte yanıldığımı görmedim.Anca tanımak zorunda kalıp,kötü taraflarını sallamayıp,aa aslında düşündüğüm gibi değilmiş derim.Sonrada kazık yerim,kötü tarafını zaten biliyodum derim,bide.İnsanları sınıflandırmam hoş değil belki ama gayet herkes ayrı bi cins bence :)